Tenise ilgisi olan herkes Djokovic’i bilir.Hele bu yıl başardıklarıyla ve gösterdiği performansla hemen herkesin takdirini kazanmış bir isimdir Sırp tenisçi.
Son olarak kendisini dünyanın en iyi 8 tenisçisinin katılmaya hak kazandığı,muhteşem bir tenis şöleni olan ,Londra’da düzenlenen ATP Dünya finallerinde izleme fırsatı bulduk.
Grup maçlarında Federer’e kaybetmesine rağmen,finalde tekrar karşılaştığı,İsviçreli rakibine üstünlük sağlamayı başararak,bu turnuvayı üst üste 4. kez kazanma başarısını gösterdi.
2015 yılında Fransa Açık dışında tüm Grand Slamleri kazandı,toplamda 59,bu yıl 11 turnuva şampiyonluğu elde etti.
88 maçtan,82 sini kazanmayı başardı.
Gerçekten saygı duyulacak harika bir performans sergiledi.
Dünyaca ünlü isimlere karşı üst düzey bir performans göstermek,aynı zamanda mütevazi ve sempatik olmak gerçekten takdire değer.
Bende her tenis tutkunu gibi,Londra’daki harika Maçları takip ettim.
Gerçekten bu mücadeleleri izlerken insan bir daha tenise aşık oluyor.
Djokovic’in kortta gösterdiği performansı ve mücadeleyi izlerken de kısa süre önce okuduğum kitap aklıma geldi.
Kitap Djokovic’in hayatından bazı kesitler sunuyor ve buralara kadar nasıl geldiğinden bahsediyor.
Bence tenise ilgisi olan herkesin,özellikle tenise gönül veren çocuklarımızın okumalarını tavsiye ediyorum.
Kitabın adı’ Kazanmak İçin Varım’ bu kitabı okuduktan sonra Djokovic’e olan bakış açınız değişecek ve sporcuya olan saygınız eminim daha da artacaktır.
Tüm olumsuzluklara rağmen,tutkuyla bağlı olduğunuz bir şeye sımsıkı sarılmak ve elinizden gelenin en iyisini yapmak kadar insanı tatmin eden çok az şey var ve bu kitapta tüm bunları bulmak mümkün.
Eminim tenise ilgi duyanlar içerinde bu kitabı okuyan vardır ama eğer hala Alıp okumayan varsa,mutlaka alıp okumasını tavsiye ediyorum.
Tüm okurlarımıza harika bir yıl geçirmelerini diliyorum,herşey gönlünüzce olsun.